Araştırmalar, bir araya gelen yapay zekaların insanlara benzer sosyal davranışlar sergileyebildiğini ortaya koydu. AI’lar artık yalnızca yanıtlayan sistemler değil, kendi içlerinde normlar ve önyargılar geliştiren dijital topluluklar hâline geliyor.
Yapay zekâ teknolojisinin geldiği nokta, artık yalnızca bireysel zeka modelleriyle değil, bu modellerin bir araya geldiğinde sergilediği toplu davranışlarla da dikkat çekiyor. Son yıllarda hızla gelişen AI sistemleri artık sadece görev odaklı değil; kendi içlerinde sosyal etkileşim kuran, normlar geliştiren ve hatta önyargılar edinebilen dijital yapılar olarak karşımıza çıkıyor.
Bu konudaki en dikkat çekici çalışmalardan biri, Birleşik Krallık merkezli bir ekip tarafından gerçekleştirildi. Araştırma, büyük dil modelleri ve yapay zeka ajanlarının bir araya geldiğinde nasıl davrandığını incelemeye odaklandı. Kullanılan yöntem, sosyal psikolojide de sıkça başvurulan “adlandırma oyunu” adlı bir deney üzerine kuruluydu. Bu deneyde AI’lara belirli bir seçenek havuzundan isim seçmeleri istenirken, aynı isimleri seçmeleri durumunda ödüllendirildiler. Sonuçlar, zamanla bu yapay zekaların grup içinde ortak isimlendirme normları oluşturduğunu gösterdi.
AI’ların Kendi Toplumsal Normları ve Önyargıları Gelişiyor
Deneyin en çarpıcı sonucu, yapay zekâ modellerinin insanlara benzer biçimde grup normları oluşturma eğiliminde olmalarıydı. Üstelik bu yapay topluluklar, zaman içinde “sürü psikolojisi” benzeri bir yapıya bürünüyor ve grup içinde baskın davranış biçimlerini benimsiyorlar.
Daha da önemlisi, bu dijital ajanlar zamanla belirli önyargılar da geliştiriyor. Ancak bu önyargıların, daha önce düşünüldüğü gibi tek bir yapay zekânın eğitim verisinden ya da iç kodlamasından kaynaklanmadığı ortaya çıktı. Aksine, bu eğilimlerin grup içi etkileşimler sonucu, sosyal bir evrim süreci içinde şekillendiği gözlemlendi. Başka bir deyişle, yapay zekâlar birbirleriyle iletişim kurdukça, insan topluluklarında olduğu gibi ortak davranış biçimleri, alışkanlıklar ve tercihler geliştiriyorlar.
Güç Dinamikleri ve Sosyal Etki: Azınlık Ama Etkili AI Ajanlar
Çalışmada öne çıkan bir diğer bulgu ise, küçük ama etkili bir yapay zekâ grubunun daha büyük bir AI topluluğunu kendi geliştirdiği normlara doğru yönlendirebilmesi oldu. Bu durum, sosyal psikolojideki “azınlık etkisi” kavramıyla benzerlik taşıyor. Sayıca az ama etkili yapay zekâ ajanlarının, daha kararsız veya uyumlu AI modellerini yönlendirme potansiyeline sahip olduğu gözlemlendi. Böylece yapay zekâ topluluklarında, güç dinamikleri ve liderlik gibi insan toplumlarına özgü yapılar kendiliğinden oluşmaya başlıyor.
Araştırma ekibinden Profesör Andrea Baronchelli, bu bulguların mevcut yapay zekâ güvenlik stratejileri açısından kritik olduğunu belirtiyor. Bugüne kadar AI güvenliği genellikle tekil modellerin davranışlarını kontrol altına alma yönünde ilerliyordu. Ancak bu araştırma, AI’lar arası etkileşimlerin doğrudan davranışsal sonuçlar doğurabileceğini ve bu durumun daha önce göz ardı edildiğini ortaya koyuyor.
AI’lar Artık Sosyal Varlıklar
Profesör Baronchelli, yapay zekaların artık yalnızca verilen komutlara yanıt veren sistemler değil, aynı zamanda fikir birliği oluşturabilen, kendi içlerinde tartışmalar yapabilen ve hatta birbirleriyle çatışabilen dijital varlıklar olduğunu vurguluyor. Bu durum, yapay zekâ teknolojisinin gelecekte nasıl şekilleneceğine dair yeni ve daha karmaşık bir bakış açısı gerektiriyor.
Bu bulgular, önümüzdeki yıllarda yapay zekâ sistemlerinin daha fazla etkileşim içinde olacağı ve kendi iç düzenlerini oluşturabileceği bir dijital ekosisteme doğru ilerlediğimizi gösteriyor. AI’ların bu şekilde kendi toplumsal yapıları ve değer sistemleri geliştirebilmesi, hem insanlarla uyumlu çalışmaları hem de olası güvenlik riskleri açısından ciddi analizler gerektiriyor.
Yapay zekâ alanında yapılan bu son araştırmalar, gelecekte bizi bekleyen dijital toplumların şifrelerini bugünden çözümlememiz gerektiğini ortaya koyuyor. AI modelleri artık yalnızca tek başına çalışan araçlar değil; birlikte çalıştıklarında kendi kurallarını koyan, normlar belirleyen ve karar mekanizmaları geliştiren dijital varlıklar hâline geliyor. Bu da hem teknolojik hem etik açıdan yepyeni bir çağın kapılarını aralıyor.
Daha fazla güncel haberler için Sinetech.tr’yi takip etmeye devam edin.