Sinetech

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Oyun
  4. »
  5. Önizleme İncelemesi: “Hell is Us” Gerçek Dünyaya Karanlık Bir Ayna Tutuyor

Önizleme İncelemesi: “Hell is Us” Gerçek Dünyaya Karanlık Bir Ayna Tutuyor

Murat Altundağ Murat Altundağ - - 6 dk okuma süresi
24 0

Rogue Factor imzasını taşıyan Hell is Us, yalnızca bir oyun değil; insani duyguların, savaşın, yıkımın ve acının iç içe geçtiği, psikolojik ağırlığı yüksek bir deneyim sunuyor. Steam Next Fest kapsamında 2 Haziran’da oyuncularla buluşacak olan bu oyunun üç saatlik ön izleme süreci bile, oyuncuyu sarstığı gibi derin düşüncelere sevk ediyor. Özellikle bir babanın toplu mezarın başında ölen çocuğuna ağlaması ya da bir yetim kızın “Beni öldürmeye mi geldin?” sorusu gibi sahneler, Hell is Us’un sıradan bir aksiyon oyunu olmadığını açıkça gösteriyor.

İnsanlığın Yarattığı Cehennem

Hell is Us, adından da anlaşılacağı üzere, cehennemin insan eliyle yaratıldığını vurgulayan güçlü bir anlatıya sahip. Tıpkı The Walking Dead dizisindeki gibi, en büyük tehdidin doğaüstü yaratıklar değil, bizzat insanlar olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Oyunun baş karakteri Remi, iç savaşın hüküm sürdüğü kurgusal ülke Hadea’ya ailesini bulmak için geliyor. Ancak karşılaştığı manzaralar, bu arayışın çok ötesinde bir duygusal keşfe dönüşüyor. Savaşın ve kültürel çatışmanın yok ettiği şehirler, toplu mezarlar ve travma geçirmiş çocuklar, oyuncunun sadece oyun içi hedeflerle değil, kendi duygusal sınırlarıyla da mücadele etmesini sağlıyor.

Oyuncuya Rehberlik Etmeyen, Yük Bindiren Bir Oynanış

Hell is Us, modern oyunların sağladığı kolaylıkları (mini harita, görev işaretçileri vb.) bilinçli olarak dışlıyor. Bunun yerine oyuncudan zihinsel bir harita oluşturması ve nereye gideceğini, kimi kurtaracağını, nasıl ilerleyeceğini kendisinin çözmesi bekleniyor. Bu karar, oyuncuya ağır bir bilişsel yük bindirse de, yaşanan dramatik olaylarla oyun dünyası arasındaki bağın güçlenmesini sağlıyor.

Savaş sonrası yıkılmış bir kasabada ilerlerken, bir iş makinesinin kepçesi ve onun altında yatan toplu mezar, görsel olarak etkileyici ve sarsıcı. Buradaki dramatik yapıyı yalnızca grafikler değil, aynı zamanda karakterlerin diyalogları ve sessizlikleri de tamamlıyor. Bir rahibin “Yeğenim hâlâ hayatta ama tek başına” demesiyle başlayan küçük bir yan görev bile oyuncunun üzerinde kalıcı bir iz bırakıyor.

Savaşın İçsel Yansımaları: Dövüş Sistemi ve Duyguların Temsili

Oyunun dövüş sistemi Soulslike türü ile karşılaştırılsa da, buradaki zorluklar daha çok oyuncunun içsel dayanıklılığı üzerine kurulu. Düşmanlar, fiziksel saldırıdan çok duygusal bir tehdit oluşturuyor. Her biri, bastırılmış ya da dışavurulmuş insan duygularının (öfke, keder, korku) yansıması. Düşmanlar öldüğünde yeniden doğmuyor; yani oyunda yapılan her ilerleme kalıcı. Bu durum oyuncunun her adımda daha çok düşünmesini ve psikolojik olarak yük taşımasını sağlıyor.

Oynanış sisteminde dron yetenekleri, Healing Pulse (iyileşme tepkimesi) gibi yenilikçi unsurlar bulunuyor. Fakat bunların kullanımı, farklı silahlarla bağdaştırılmış yetenek kombinasyonları, düşman analizleri ve çevre etkileşimleriyle birlikte oldukça karmaşık bir hal alıyor. Oyuncunun hem fiziksel, hem de zihinsel olarak oyuna odaklanması gerekiyor.

Etkileyici Anlatım ve Tasarım Uyumu

Hell is Us, hikâye anlatımı ve oynanış mekanikleri arasında nadir görülen bir “ludonarratif uyum” yakalıyor. Yani anlatmak istediği duygu ve temayı, sadece diyaloglarla değil, doğrudan oynanışın kendisiyle de hissettiriyor. Bir görev defteri ya da işaretçi olmadan küçük bir kızı bulmak için kasabada yolunu kaybetmek, sadece görev değil, vicdani bir sorumluluk haline dönüşüyor.

Kasabada karşılaşılan her yapı, her enkaz, bir hikâye anlatıyor. Harita küçük ama yoğun. Oyuncuların yolu bulmak için kendilerince mantıksal yollar oluşturması, düşmanların yerini akılda tutması ve görevleri zihninde sıralaması gerekiyor. Bu, yalnızca keşfetme değil, aynı zamanda hayatta kalma ve duygusal dayanıklılığı test eden bir süreç.

Hazır Olmayanlar İçin Zorlayıcı Bir Deneyim

Hell is Us, hem tematik ağırlığı hem de oynanış yapısı ile oyuncudan çok şey talep eden bir oyun. Ancak buna karşılık olarak, oldukça güçlü ve etkileyici bir deneyim sunuyor. Eğer ağır duygusal anlatımlardan, derin savaş sonrası dramalardan ve zihin yoran bir keşif sürecinden hoşlanıyorsanız, Hell is Us sizi derinden etkileyecek bir yapım olabilir. Steam Next Fest’teki demosu ile ilk kez geniş oyuncu kitlesiyle buluşacak olan bu yapım, şimdiden unutulmaz bir izlenim bıraktı bile.

Hell is Us çıkış öncesi duygusal yüküyle sarsıyor; sorulması gereken soru ise şu: Bu yükü taşımaya hazır mısınız?

Daha fazla güncel haberler için Sinetech.tr’yi takip etmeye devam edin.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir