BioShock serisi, oyun dünyasında anlatım gücüyle iz bırakan nadir yapımlar arasında yer alıyor. 2013 yılında çıkan BioShock Infinite’in ardından uzun süre sessiz kalan seri, beş yılı aşkın bir süre önce yeni bir oyunla geri döneceğini duyurdu: BioShock 4. Henüz hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz yapımın, Aurora ve Borealis adında Antarktika temelli iki farklı bölgede geçeceği öne sürülüyor. Ancak bir başka önemli tartışma ise gün geçtikçe daha fazla gündeme geliyor: Yeni oyun, eski BioShock karakterlerini geri getirmeli mi?
BioShock Evreninde Karakter Devamlılığı Nadirdir
BioShock oyunları, kendine has dünyaları ve bağımsız hikâye anlatımlarıyla tanınır. İlk iki oyun, Rapture adlı su altı şehrinde geçerken; üçüncü oyun BioShock Infinite, Columbia isimli gökyüzünde süzülen bir ütopyayı konu alıyordu. Bu nedenle her oyun, farklı bir atmosfer ve bambaşka karakterlerle öne çıktı. Yalnızca BioShock 1 ve 2 bazı karakterleri ortak kullanmış, diğer yapımlarda ise önceki oyunlara göndermeler genellikle DLC’ler ile sınırlı kalmıştır.
BioShock Infinite’in “Burial At Sea” genişleme paketi gibi içeriklerde, evrenler arası geçiş ve zaman yolculuğu gibi mekanikler sayesinde farklı karakterler bir araya getirilmişti. Bu bağlamda, BioShock 4’te de tanıdık yüzlerle karşılaşma ihtimali göz ardı edilemez. Özellikle Big Daddy, Little Sister ya da Lutece ikizleri gibi ikonik karakterlerin yeni oyunda yer alması, nostaljik bir etki yaratabilir. Ancak bu tercih, serinin özünü ve özgünlüğünü zedeleme riski taşıyor.
Eski Karakterler Geri Gelirse Ne Kaybedilir?
Serinin en güçlü yönlerinden biri, her oyunun kendi içinde bağımsız bir anlatı sunması ve önceki hikâyelere yaslanmadan kendi evrenini kurabilmesidir. BioShock 4’ün, Rapture ya da Columbia ile doğrudan bir bağlantısı bulunmayan yeni dünyalarda geçeceği düşünülürse, eski karakterlerin dönüşü bu yeniliği gölgede bırakabilir.
Geliştirici stüdyo Cloud Chamber, Irrational Games’in mirasını devralarak yepyeni bir anlatı oluşturma fırsatına sahip. Bu noktada, eski NPC’lerin (oyuncu olmayan karakterlerin) yoğun bir şekilde oyuna entegre edilmesi, hem oyuncuların beklentilerini yanlış yönlendirebilir hem de anlatının özgünlüğünü baltalayabilir. Hikâyenin eskiye dayanması, BioShock 4’ün kendi ayakları üzerinde durmasına engel olabilir.
Minimal Göndermeler Dengeli Bir Çözüm Olabilir
Bu, eski karakterlerin tamamen dışlanması gerektiği anlamına gelmiyor. Pazarlama stratejisi kapsamında, Big Daddy gibi sembolleşmiş figürlerin kısa sahnelerde ya da arka planda gösterilmesi nostalji hissiyatını pekiştirebilir. Ancak bu gönderilerin hikâyenin merkezinde yer almaması, yeni anlatının önünü açar. Yeni karakterler, yeni tehditler ve BioShock’a özgü Plasmid/Vigor gibi mekaniklerin yeniden tasarlanmış versiyonlarıyla oyun, hem sadık hayranları hem de yeni oyuncuları cezbedebilir.
BioShock 4, Seriyi Başka Bir Seviyeye Taşıyabilir
BioShock 4, serinin anlatı mirasını taşıyarak ama ona mahkûm olmadan ilerleyebileceği bir dönüm noktasında yer alıyor. Rapture ve Columbia’nın ardından, Aurora ve Borealis gibi yeni bölgeler, seriye yepyeni bir yön kazandırma potansiyeli taşıyor. Eğer dünya inşası ve hikâye anlatımı başarılı bir şekilde hayata geçirilirse, BioShock 4 hem nostaljik hayranları tekrar kazanabilir hem de seriye yepyeni oyuncular katabilir.
Yeni BioShock’un ne zaman çıkacağı hâlâ belirsizliğini korurken, oyuncuların beklentisi her geçen gün artıyor. Bu beklentiye cevap verirken özgünlükten sapmamak ve geçmişe gereğinden fazla bel bağlamamak, oyunun başarısını belirleyecek en önemli etkenlerden biri olacak.
Daha fazla güncel haberler için Sinetech.tr’yi takip etmeye devam edin.
