Amerika’daki ünlü seri katillerden biri olan Aileen Wuornos kimdir? sorusuna cevap verirken sizlerle işlediği cinayetler ile ilgili de insanın kanını donduran bilgileri paylaşacağız.1989 ile 1990 yılları arasında Florida’da yedi erkeği öldüren Aileen Wuornos, Amerika tarihinin bilinen ilk kadın seri katillerinden biri olarak tarihe geçti. Genellikle erkek seri katillerin egemen olduğu suç dünyasında Wuornos, kurbanlarını seçme biçimi ve işlediği cinayetleriyle medyayı ve kamuoyunu yıllarca meşgul etti. İşte Aileen Wuornos’un karanlık geçmişi ve cinayet serisi:
1. Travmayla Başlayan Bir Hayat
Wuornos’un hayatı, daha çocukken başlayan istismar ve travmalarla örülüydü. Babası cinsel suçlu olarak hapse girdi ve intihar etti. Annesi onu ve kardeşini terk etti. Henüz 11 yaşında cinsel istismara uğradı. 14 yaşında hamile kaldı, bebeği evlatlık verildi. Hayatı boyunca sokaklarda yaşadı, fuhuş yaptı, toplumdan dışlandı.
2. Kurbanlarını Otostopla Tanışarak Seçti
Wuornos, otostop yaparak seyahat eden bir hayat tarzı benimsedi. Florida otoyollarında sürücülerle tanışıyor, onlarla cinsel ilişki kurma vaadiyle özel alanlara gidiyor ve ardından kurbanlarını öldürüyordu. Kurbanlarının tamamı erkekti ve tamamı ateşli silahla öldürüldü.
3. İlk Cinayet: Richard Mallory
1989 yılında elektronik mağazası sahibi Richard Mallory, Wuornos’un ilk kurbanı oldu. Mallory’nin, Wuornos’a cinsel saldırıda bulunduğu iddia edildi. Wuornos onu öldürdüğünü kabul etti ve “kendimi savunuyordum” dedi. Bu, sonraki cinayetlerinde de tekrar edeceği bir söylem hâline geldi.
4. Savunma mı Cinayet mi? Tartışmalı Bir Seri
Wuornos’un tüm kurbanları beyaz erkeklerdi ve çoğunu “kendini savunmak amacıyla” öldürdüğünü iddia etti. Cinayetlerinin ardında, yıllarca fuhuş yaparken yaşadığı taciz ve şiddetin intikamını almak istediği söylendi. Ancak olay yerlerinde soygun izleri de bulununca bu savunma sorgulanmaya başladı.
5. Yedi Erkek, Yedi Kurban
Wuornos toplam yedi kişiyi öldürdü. Kurbanlarının kimlikleri şöyleydi:
- Richard Mallory (1989)
- David Spears (1990)
- Charles Carskaddon (1990)
- Troy Burress (1990)
- Charles “Dick” Humphreys (1990)
- Walter Gino Antonio (1990)
- Peter Siems (kayıp, cesedi bulunamadı)
Hepsi ateşli silahla vurularak öldürüldü.
6. Yakalanma ve İtiraf
1991 yılında bir güvenlik kamerası görüntüsü sayesinde Wuornos ve kız arkadaşı Tyria Moore tespit edildi. Moore, polise Wuornos’un itiraf etmesini sağladı. Wuornos, tüm cinayetleri tek başına işlediğini kabul etti. İfadesinde hem öfke hem de pişmanlık iç içeydi.
7. Medyatik Duruşma ve Ölüm Cezası
Wuornos’un duruşmaları büyük ilgi gördü. Toplum, bir yandan onu “erkek şiddetine karşı direnen” biri olarak görürken, bir yandan da “soğukkanlı bir katil” olarak damgaladı. 1992 yılında 6 cinayetten suçlu bulundu ve ölüm cezasına çarptırıldı. Mahkemelerde zaman zaman öfkeli çıkışlar yaptı, bazı dönemlerde savunmalarını geri çekti.
8. İnfaz Öncesi: Psikolojik Çöküş ve Paranoya
İdamına doğru ilerleyen süreçte Wuornos’un ruhsal durumu hızla kötüleşti. Devletin kendisini “uzaylı istilasına hazırlık için denek” olarak kullandığını iddia etti. Avukatları, zihinsel rahatsızlığı olduğu gerekçesiyle cezanın ertelenmesini talep etti, ancak reddedildi.
9. İdam: 9 Ekim 2002
Aileen Wuornos, 2002 yılında Florida’da zehirli iğneyle idam edildi. Son sözleri, “Geri döneceğim, Temmuz’da. Büyük bir gemide” oldu. Bu cümle, hem medyada hem psikiyatri dünyasında uzun süre tartışma konusu oldu.
10. Filmlere ve Belgesellere İlham Verdi
Wuornos’un hikâyesi 2003 yapımı “Monster” filmine konu oldu. Charlize Theron’un canlandırdığı Aileen Wuornos rolüyle Oscar kazanması, bu hikâyenin Hollywood’da da ses getirmesini sağladı. Wuornos, öldükten sonra bile tartışılmaya devam eden bir figür olarak kaldı.
Daha fazla güncel haberler için Sinetech.tr’yi takip etmeye devam edin.