Fintek Sektöründe İnsan Kaynakları ve Yetkinliklerde Yeni Dönem
Fintek sektörü, sadece teknolojik inovasyonlarla değil, aynı zamanda çalışanların yetkinlikleri ve insan kaynağına yaklaşım biçimiyle de köklü bir dönüşüm yaşıyor. Artık sektörde en çok aranan yetkinlikler, yalnızca yazılım geliştirme becerileriyle sınırlı kalmayıp, kullanıcı deneyimi tasarımı, regülasyonlara hakimiyet ve disiplinlerarası düşünme yeteneklerini de kapsıyor. Bu gelişmeler, sektördeki iş tanımlarını ve işe alım süreçlerini köklü biçimde etkiliyor.
Son dönemde fintek şirketlerinin işe alım politikalarında, yazılım geliştiricilerin yanı sıra ürün yöneticisi, veri analisti, UX/UI tasarımcısı gibi farklı uzmanlık alanlarına olan talep önemli ölçüde artış gösterdi. Bu eğilim, teknik bilgi birikiminin yanı sıra müşteri davranışlarını anlamlandırabilme, ürün stratejisi geliştirebilme ve mevzuata uygunluk gibi alanlarda da yetkinliklerin ön plana çıkmasını sağlıyor. 2024 itibarıyla Türkiye’de faaliyet gösteren fintek girişimlerinin yaklaşık %75’i hibrit veya tamamen uzaktan çalışma modellerini benimsemiş durumda. Bu esneklik, genç çalışanların iş yaşamından beklentilerini şekillendirirken, iş yerinde anlamlılık ve gelişim fırsatlarına da odaklanmayı beraberinde getiriyor.
LinkedIn’in 2024 verilerine göre, Türkiye’de fintek sektörü, en çok ürün yöneticisi ilanı yayımlayan üçüncü sektör konumunda bulunuyor. Aynı zamanda, şirketlerin yaklaşık %62’sinin işe alım süreçlerinde teknik bilgi kadar tasarım becerisi ve regülasyonlara hakimiyeti de aradığı görülüyor. Finans ve bankacılık alanında uzmanlaşmış olan MARO Kurucusu Lale Maro, bu yeni dönemi şöyle değerlendiriyor: “Geleneksel anlamda en değerli çalışanlar sadece kod yazabilenler değil; müşteri beklentilerini anlayabilen, inovatif ürün vizyonu oluşturabilen ve empati yeteneği yüksek kişiler artık ön planda. Fintek sektöründe başarı, sadece teknik yeterlilikle değil, aynı zamanda tasarım zekası ve insan odaklı düşünme biçimiyle de ölçülüyor.”
Uzmanlar, sürdürülebilir ve yenilikçi bir büyüme için insan kaynağı stratejilerinin güncellenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Artık sadece teknik bilgiye sahip olmak yeterli değil; kullanıcıyı anlamayı, tasarım odaklı düşünmeyi ve farklı disiplinleri entegre ederek çalışabilmeyi sağlayan ekiplerin sektörde öne çıkacağı öngörülüyor. Lale Maro ise bu noktada şu önemli noktaya vurgu yapıyor: “Yüksek maaşlar ve geleneksel motivasyon araçları artık tek başına yeterli değil. Yeni nesil çalışanlar, anlamlı ve gelişim odaklı işler yapmak, esnek çalışma ortamlarında üretken olmak istiyor. Fintek şirketlerinin uzun vadede başarı yakalayabilmesi için bu yeni beklentileri içselleştirmeleri ve çalışanlarına uygun ortamlar sunmaları kritik önem taşıyor. Bugünün yetenekleri, yarının ürün ve hizmetlerini şekillendiriyor. Bu nedenle, geleceğin iş gücünü inşa etmek, sektörün sürdürülebilirliği açısından en temel öncelik haline geliyor.”
Bu eğilimler, fintek sektörünün yalnızca teknolojik gelişmelerle değil, aynı zamanda insan kaynağını yeniden tanımlama ve güçlendirme yolunda da ilerlediğinin göstergesidir. Sektör, artık inovasyon ve müşteri odaklılık kadar, nitelikli ve uyum sağlayabilen insan kaynağına da büyük önem veriyor. Bu dönüşüm, hem şirketlerin rekabet gücünü artırırken hem de çalışanların kariyer gelişimini destekliyor.
